Hız artık doğal beklenti…
Ama tek başına hız, güveni garanti etmez.
Bu bölümde hızın cazibesini, tuzaklarını ve destekle birleştiğinde nasıl inanca dönüştüğünü anlatıyorum.

Kültür, tohumla başlar…
Her gün sulandıkça büyür, ihmal edilirse kurur.
Bu bölümde şirket kültürünü inşa etmenin ve sürdürülebilir kılmanın yollarını konuştum.

Sandığın kilidi, banknotun mührü, kartın bip sesi, cüzdanın şifresi…
Biçimler değişti ama soru hep aynı kaldı:
Kime güveniyoruz?

‘Sandığın Kilidi’ şimdi yayında.

Diploma duvarda asılı durabilir…
Ama gerçek deneyim masanın üstünde yaşanır.

Bu bölümde, diplomanın sağladığı güven ile deneyimin kazandırdığı refleksi, yeni nesil rollerin ne zaman gerekli hale geldiğini ve büyüyen takımlarda içeriden seçim vizyonunu konuştum.

Müşteri desteği hâlâ sadece maliyet olarak mı görülüyor?
Bu bölümde; temsilcinin sesiyle gelirin nasıl korunduğunu, sessiz sadakatin kârlılığa nasıl dönüştüğünü konuştuk.
Gerçek temas nerede başlıyor, gerçekten biliyor musun?

Bir ses... sana özel olabilir mi?

Yapay zekâ destekli sesli asistanların insan gibi duyulma çabasını konuştum.

Empati, güven, sahicilik…

Peki ya sesin sahibi yoksa?

Eskiden insanlar arayıp bağırırdı.

Bugün... kimse ulaşamıyor.

Bu bölüm, sessiz kalan müşterilerin aslında ne söylediğini duymak isteyenlere.

Sahne hâlâ ışıl ışıl… ama kuliste yangın var.

Gerçek bir deneyim, içten bir yüzleşme.

Bu bölümde; küçülmenin duygusunu, iletişim krizlerini, vedaların izini ve içeride kalanların sessizliğini konuştum.