『Love Rekindled: A Journey Through Istanbul's Summer Breeze』のカバーアート

Love Rekindled: A Journey Through Istanbul's Summer Breeze

Love Rekindled: A Journey Through Istanbul's Summer Breeze

無料で聴く

ポッドキャストの詳細を見る

このコンテンツについて

Fluent Fiction - Turkish: Love Rekindled: A Journey Through Istanbul's Summer Breeze Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-06-22-22-34-02-tr Story Transcript:Tr: Istanbul'un cıvıl cıvıl yaz havası her yeri sarmıştı.En: Istanbul's lively summer atmosphere had enveloped everywhere.Tr: Çiçeklerin renkleri ve hoş bir esinti, Pierre Loti Tepesi'ni dolduruyordu.En: The colors of the flowers and a pleasant breeze filled Pierre Loti Tepesi.Tr: Turistler, tepenin sunduğu muhteşem Boğaz manzarasını hayranlıkla izliyorlardı.En: Tourists admired the magnificent view of the Bosphorus that the hill offered.Tr: Emre ve Leyla da bugün bu güzel manzarayı görmek için gelmişlerdi.En: Emre and Leyla had also come today to see this beautiful view.Tr: Emre, her zamanki gibi spontane bir ruh hali içindeydi.En: Emre was, as always, in a spontaneous mood.Tr: Ancak içinde taşıdığı kararsızlık, onu düşündürüyordu.En: However, the indecision he carried inside made him ponder.Tr: Leyla ise düzenli ve planlı bir hayatın hayalini kuruyordu.En: Leyla, on the other hand, dreamed of a regular and planned life.Tr: Emre'nin elinden sıkıca tuttu.En: She held Emre's hand tightly.Tr: İçinde ona karşı bir sevgi vardı ama aralarında konuşulmamış bir mesafe olduğunu hissediyordu.En: She had a love for him, but she felt there was an unspoken distance between them.Tr: Sessizce yan yana yürüdüler.En: They walked side by side in silence.Tr: Emre, doğru anı bulmak için içten içe fırsat kolluyordu.En: Emre was inwardly waiting for the right moment.Tr: Tepedeki kafeye vardıklarında Leyla, güzel bir masa seçti.En: When they reached the cafe on the hill, Leyla chose a nice table.Tr: Masaya oturduklarında, manzaranın huzurlu sesi Emre'nin iç seslerini susturamıyordu.En: As they sat down, the peaceful sound of the view could not quiet Emre's inner voices.Tr: Sonunda, Emre derin bir nefes aldı ve "Leyla, aramızda konuşmamız gereken şeyler var," dedi.En: Finally, Emre took a deep breath and said, "Leyla, there are things between us we need to talk about."Tr: Leyla, bu konuşmayı bekliyordu ama yine de bir anlık şaşkınlıkla bakışlarını ona çevirdi.En: Leyla was expecting this conversation, but she still turned her eyes to him with a momentary surprise.Tr: "Evet, Emre.En: "Yes, Emre.Tr: Konuşmalıyız.En: We should talk."Tr: "Emre cesur olmaya karar verdi.En: Emre decided to be brave.Tr: "Geleceğimizden bahsetmeliyiz.En: "We need to talk about our future.Tr: Ne yapmalıyız?En: What should we do?Tr: Birlikte kalmalı mıyız yoksa yolları ayırmalı mıyız, bilemiyorum.En: Should we stay together or should we part ways?Tr: "Leyla, Emre'nin gözlerine bakarak, "Emre, ben sana bağlıyım ama ne yapmak istediğini bilmemen beni düşündürüyor.En: I don't know."Tr: Gelecek hakkında bir karara varmamız lazım," dedi.En: Looking into Emre's eyes, Leyla said, "Emre, I'm attached to you, but your not knowing what you want makes me think.Tr: İyi bir süre boyunca, sessizliğin sesi konuştu ikisi için.En: We need to make a decision about the future."Tr: İkisi de hissettiği baskıyı kelimelere döküyordu.En: For a good while, the sound of silence spoke for them.Tr: Omuzlarındaki yüklerini birbirlerine açtılar.En: They both translated the pressure they felt into words.Tr: Leyla, Emre'ye sabırlı olabileceğini ve onun kaygılarına anlayış gösterebileceğini söyledi.En: They opened up about the burdens on their shoulders to each other.Tr: Emre ise daha kararlı ve açık olacağına dair söz verdi.En: Leyla said she could be patient and understanding about Emre's anxieties.Tr: Bu konuşma sonunda, birbirlerini anladılar.En: Emre, on the other hand, promised to be more decisive and clear.Tr: Aralarındaki mesafeyi kısaltarak, hangi zorlukları aşmaları gerektiğini fark ettiler.En: At the end of this conversation, they understood each other.Tr: Emre'nin karar verme yeteneği güçlenirken, Leyla'nın sabrı ve anlayışı da derinleşti.En: By closing the distance between them, they realized what challenges they needed to overcome.Tr: Böylece, Pierre Loti Tepesi'nin muhteşem manzarası altında, aşklarını bir kez daha yeşertmeye karar verdiler.En: Emre's ability to make decisions strengthened, while Leyla's patience and understanding deepened.Tr: Emre ve Leyla boğazın ışıltılı sularına bakarken, belki de sadece o anın tadını çıkarmanın yeterli olduğunu fark ettiler;En: Thus, under the magnificent view of Pierre Loti Tepesi, they decided to rekindle their love once again.Tr: geleceğe dair kararlar adım adım gelecekti.En: As Emre and Leyla looked at the sparkling waters of the Bosphorus, they realized that perhaps just enjoying the moment was enough; decisions about the future would come step by step. Vocabulary Words:lively: cıvıl cıvılenveloped: sarmıştıpleasant: ...

Love Rekindled: A Journey Through Istanbul's Summer Breezeに寄せられたリスナーの声

カスタマーレビュー:以下のタブを選択することで、他のサイトのレビューをご覧になれます。