検索キーワード： 著者 "Stefan Zweig" すべてのカテゴリー

Stefan Zweig taucht in seiner Meisternovelle tief in die Abgründe menschlicher Leidenschaften: In einer südfranzösischen Hafenstadt trifft der Erzähler auf eine deutsche Prostituierte. Er wird Zeuge, wie sie einen anderen Kneipenbesucher vor allen Gästen demütigt. Auf der nächtliche Gasse trifft er diesen Fremden wieder. Der vertraut ihm seine Geschichte an: Die Prostituierte ist seine entflohene Ehefrau, die er durch Hochmut und Geiz aus der Ehe getrieben hat. Doch er kann nicht von ihr lassen und versucht sie mit allen Mitteln zurückzugewinnen.

Una fabulosa novela corta en torno al ajedrez donde los límites de la inteligencia analítica se tocan con el totalitarismo.

Este es probablemente el libro más famoso de Stefan Zweig. En él lleva a su cima el arte de la miniatura histórica y literaria. Muy variados son los acontecimientos que reúne bajo el título de "Momentos estelares": el ocaso del imperio de Oriente, en el que la caída de Constantinopla a...

Stefan Zweig, “Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat”te tek bir günün yaşamı nasıl kökünden sarsabileceğini olağanüstü bir öyküyle anlatıyor. Ansızın karşılaşılan bir yabancı, öngörülemeyen duygular ve hayatı değiştiren cesur bir adım… Hepsi, zamanın çok kısa bir diliminde akıp giderken, insanın kendi sınırlarını nasıl keşfettiğini gösteriyor. Zweig, akıcı anlatımıyla okuru bir kadının iç yolculuğuna ortak ediyor. Karakterin pişmanlıkları, tutkuları ve hayal kırıklıkları; beklenmedik bir tanışmayla yeni bir yön kazanıyor.

Stefan Zweig, “Korku”da günlük yaşamın sıradan görünen perdesi arkasında saklanan endişeleri çarpıcı bir şekilde işliyor. Ufak bir hatanın insanın tüm dengesini nasıl altüst edebileceğini, en beklenmedik anlarda nasıl bir hesaplaşmaya dönüşebileceğini gösteriyor. Evlilik, toplum baskısı ve vicdan arasındaki zorlu mücadelede, kahramanımızın korkularını adım adım soluyor; her sayfada onunla birlikte çıkış yolu arıyoruz. Zweig’in üslubu, duygu yoğunluğunu yavaş yavaş artırarak okuru hikâyenin içine çekiyor ve karakterin çırpınışını paylaşmamızı sağlıyor.

SINISTRES TROPIQUES ! Ce recueil rassemble 5 récits de crime exotique cultes de la littérature classique : - Amok, Stefan Zweig - Le bouddha vivant, H.J Magog - Dans le ventre d'Huitzilipochtli, Gustave Le Rouge - Une histoire contée par la mer, William Charles MORROW - Le Chameau noir, Earl Derr BIGGERS

La actualidad de los grandes autores, como Montaigne, es permanente y múltiple. Pero Stefan Zweig, en un momento en que se ciernen sobre él el drama de la guerra y una íntima y trágica desesperanza, fija su atención en un elemento que es fundamental en el autor de Los ensayos: el esfuerzo por mantener a salvo la propia independencia en una sociedad cada vez más brutal y gregaria. El texto de Zweig sobre Montaigne no es un frío estudio destinado a especialistas, sino una obra emocionada y vibrante dirigida al público habitual del autor vienés.

Am Beispiel des multiethnischen Österreichs vor der Zwangs-Annektierung durch den deutschen Nazi-Staat verdeutlicht Stefan Zweig auf wunderbare sprachliche Weise, warum alle Völker Europas Mischvölker sind und reine Rassen, falls es überhaupt so etwas wie Rassen gibt, nur in den Köpfen der ewigen Dummköpfe existieren. Die Parallelen zur heutigen Zeit sind unverkennbar, im Prinzip befinden wir uns jetzt – mal wieder – in der gleichen Situation.

Bei einem Urlaub am Gardasee entdeckt der Kommerzienrat Salomonsohn zufällig eines Nachts, dass seine neunzehnjährige Tochter Erna heimlich aus dem Zimmer eines fremden Mannes in ihr eigenes zurück schleicht. Zutiefst erschüttert drängt er am nächsten Tag zur sofortigen Abreise, ohne den wahren Grund zu nennen. Weder seine Frau noch die Tochter können seine Aufregung nachvollziehen und verweigern sich seiner Aufforderung. Er beschließt, alleine die Heimreise anzutreten. Von diesem Tag an beginnt der Niedergang seines eigenen Lebens.

Ein überreiches Potpourri deutscher Literatur erwartet die Hörerschaft, mit Meisterwerken aus vielen Jahrhunderten. Die vorliegenden zwanzig Erzählungen, Novellen oder Geschichten künden vor allem von der Freude am Erzählen. Mit dabei: Joseph Roth (Stationschef Fallmerayer), Marie von Ebner-Eschenbach (Krambambuli), Wolfgang Borchert (Die Hundeblume), Kurt Tucholsky (In der Hotelhalle), Friedrich Glauser (Verhör), A.J. Mordtmann (Der Untergang der Carnatic), Franz Kafka (Blumfeld, ein älterer Junggeselle), Johann Peter Hebel (Unverhofftes Wiedersehen), Wilhelm Hauff (Das kalte Herz).

Diese Novellen gehen unter die Haut: Entdecken Sie Geschichten voller innerer Konflikte, tragischer Wendungen und psychologischer Dramatik. Mit: Der Sandmann (E.T.A. Hoffmann, Track 1-2), Germelshausen (F. Gerstäcker, Track 3-4), Ein Doppelgänger (T. Storm, Track 5-7), Bahnwärter Thiel (G. Hauptmann, Track 8-9), Das Urteil (F. Kafka, Track 10), Kokain (W. Rheiner, Track 11), Der Tod des Kleinbürgers (F. Werfel, Track 12-18), 24 Stunden aus dem Leben einer Frau (S. Zweig, Track 19-21), Das Gold von Caxamalca (J. Wassermann, Track 22-23), Der Leviathan (J. Roth, Track 24-25).

"Ein Glücksfall ausgereifter Erzählkunst" (Rüdiger Görner). In der letzten Erzählung Stefan Zweigs – sie erschien nur wenige Monate vor seinem Freitod im Exil in Brasilien – treffen bei einem Schachspiel auf einem Passagierdampfer die Kontrahenten auch völlig unterschiedlicher Kulturen aufeinander. Der Großmeister Czentovic, machtbewußt, mit schlichtem Gemüt und nur an Bereicherung interessiert, steht dem rätselhaften Dr. B. gegenüber, der als ehemaliger Vermögensverwalter des österreichischen Adels und Klerus, in Gefangenschaft der Nationalsozialisten geriet.

Geçmişe Yolculuk, uzun bir ayrılıktan sonra yeniden bir araya gelen iki insanın, yitip gitmiş zamanla yüzleşme öyküsünü sunuyor. Stefan Zweig, yılların getirdiği uzaklığı ve anılara sinen sessiz soruları usta bir dille işliyor.

Savaşlarla tarumar edilmiş Avrupa'da bütün dünyası sadece kitaplar olan bir garip adam: Jacop Mendel. Onun kendisine ait kitaplar dünyasında savaşlar yoktu, yanlış anlaşılmalar yoktu, sadece sayılar, sözcükler, başlıklar ve isimler hakkında sonsuz bilgi ve daha fazla bilgi edinme arzusu vardı.

Yahudi'leri en değerli varlıkları olan eski inancından zorla koparmak isteyen dini fanatik grup Flagellantlar, kalplerinde nefret ve ellerinde kanla Almanya'da görülmüşlerdi. Bildikleri tek kurtuluş yolu kaçmaktı. Parıldayan sokaklarda yüksek duvarlar oluşturmuş kar tanelerinin gizemli şarkısı altında birçok kere iç çekildi ve yola çıkıldı. Şimdi sıcak gözyaşları, buz kesmiş, acı çeken yüzlerden aşağı süzülüyordu ve karlar üzerinde parlayan buz damlacıklarına dönüşüyordu.

Fransız Devrimi sırasında, iç savaş ve aylar süren kuşatmalardan derinden etkilenmiş olan Lyon'da her gün daha da acımasız yeni kararnameler ile adaletin tırpanı insanları biçiyordu. Geçici bir hapishanede bir grup mahkum infaz edilmeyi bekliyordu. Bir gün yeni bir mahkum grubu getirilince genç bir çift mucizevi şekilde yeniden bir araya gelir. Birden bir ateşin ayrı düşmüş iki alevi gibi birleşirler.

Stefan Zweig'ın bu gerilim yüklü çarpıcı hikayesinin sonuna geldiğinizde sevginin, kinin, şiddetin, öldürme içgüdüsünün sarmalında katilin kim olduğundan hiç şüpheniz kalmayacak.

Napolyon'un İspanya'daki savaşı sırasında askerleriyle pusuya düşürülen bir Fransız Albay, tek başına mahsur kaldığı bilinmeyen bir ormanda, düşman topraklarının ortasında umutsuzca hayatta kalmaya çalışır. Albayın yaşaması artık şansa bağlıdır. Kılıcından bir yansıma, altındaki bir çalının sesi ona her an ihanet edebilir ve onu, işkenceye susamış bu asilerin eline savunmasız bir av gibi teslim edebilirdi.

Kızıl, derin duyguların, sırların ve dramatik olayların gölgesinde gelişen bir aşk hikayesini anlatıyor. İki farklı dünyadan gelen iki insanın, imkansız görünen bir bağ kurarak birbirlerine olan tutkularını keşfetmeleri… Ancak, geçmişin gölgeleri ve toplumsal baskılar, onların mutluluğunu tehdit ediyor.

Stefan Zweig'in ustalıkla kaleme aldığı "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu", bir kadının ömür boyu süren, karşılıksız aşkını anlatan dokunaklı bir hikayeyi gözler önüne seriyor. Sessizce izlediği, sevdiği adamın hayatına dokunma çabaları ve yaşadığı derin duygusal çalkantılar, okuyucuyu insan ruhunun en gizli köşelerine davet ediyor.