Fluent Fiction - Turkish: New Year Bonds: Friendship Blooms Over Kapadokya's Balloons Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-12-15-23-34-01-tr Story Transcript:Tr: Gökyüzüne süzülen rengarenk balonlar, karla kaplanmış Kapadokya'nın eşsiz manzarasını aydınlatıyordu.En: The colorful balloons drifting into the sky were illuminating the unique snow-covered scenery of Kapadokya.Tr: Serkan, Aylin ve Emre, yeni yılı kutlamak için bu masalsı bölgeye uzun bir yolculuk yapıyorlardı.En: Serkan, Aylin, and Emre were on a long journey to this fairy-tale-like region to celebrate the new year.Tr: Arabanın içinde kahkahalar, şarkılar yükselirken Serkan, zaman zaman sessizleşiyordu.En: Inside the car, laughter and songs filled the air, although Serkan occasionally fell silent.Tr: Aylin, Serkan’ın gözlerine bakarak, "Her şey yolunda mı?" diye sordu.En: Aylin, looking into Serkan's eyes, asked, "Is everything okay?"Tr: Serkan başını salladı, ama içten içe huzursuzdu.En: He nodded, but inside he felt uneasy.Tr: Arkadaşları, okul günlerinden hatıralar anlatırken, Serkan bu anılara yabancıydı.En: While his friends shared memories from school days, Serkan felt alienated from these memories.Tr: Bu, ona bir boşluk hissettiriyordu.En: This left him with a sense of emptiness.Tr: Kapadokya'nın merkezine vardıklarında, beyaz peri bacalarının büyülü manzarası önlerinde seriliyordu.En: When they arrived at the center of Kapadokya, the magical view of the white fairy chimneys stretched out before them.Tr: Burada bir hafta geçireceklerdi.En: They were to spend a week there.Tr: Emre, pratik düşüncelerini dışa vuruyordu, "Hadi bir yerlere yerleşelim, sonra yemek yeriz."En: Emre voiced his practical thoughts, "Let's settle somewhere, then we can eat."Tr: Ertesi gün, hava balonları için erkenden kalktılar.En: The next day, they rose early for the hot air balloons.Tr: Hava soğuktu, ama gökyüzü bulutsuzdu.En: It was cold, but the sky was cloudless.Tr: Balona bindiklerinde, Serkan'ın kalbi hızlı atıyordu.En: As they boarded the balloon, Serkan's heart was pounding.Tr: Bir iç hesaplaşma içerisindeydi.En: Inside, he was grappling with his thoughts.Tr: Balon yavaşça yükseldi.En: The balloon slowly ascended.Tr: Aylin ve Emre yanındaydı, manzarayı hayranlıkla izliyorlardı.En: Aylin and Emre were beside him, admiring the scenery.Tr: Serkan derin bir nefes aldı ve düşüncelerini açığa vurmak için cesaretini topladı.En: Serkan took a deep breath and gathered the courage to reveal his thoughts.Tr: "Kendimi bazen çok yalnız hissediyorum," dedi.En: "I sometimes feel very lonely," he said.Tr: Aylin ve Emre şaşkınlıkla ona döndü.En: Aylin and Emre turned to him in surprise.Tr: "Sizlerden farklı hissediyorum. Gelecekten de korkuyorum," diye ekledi.En: "I feel different from you both. I'm also scared of the future," he added.Tr: Aralarında sessizlik oldu, sadece rüzgarın hafif sesi duyuluyordu.En: There was a silence among them, with only the gentle sound of the wind.Tr: Aylin, sıcak bir gülümsemeyle, "Serkan, biz her zaman senin yanındayız," dedi.En: With a warm smile, Aylin said, "Serkan, we are always by your side."Tr: Emre ise, "Gelecek korkutucu olabilir, ama beraber aşabiliriz," diye ekledi.En: Emre added, "The future can be scary, but we can overcome it together."Tr: Balon, peri bacalarının üstünde süzülüyor, karla kaplı manzaralar altında derin bir bağ oluşuyordu.En: The balloon glided over the fairy chimneys, and under the snow-covered landscapes, a deep bond was forming.Tr: Serkan, duygularını paylaştığı için hafiflemişti.En: Serkan felt relieved for sharing his feelings.Tr: Arkadaşlarının desteğiyle, artık daha güçlü hissediyordu.En: With his friends' support, he now felt stronger.Tr: Yılbaşı gecesi geldiğinde, kamp ateşi etrafında oturdular.En: When New Year's Eve arrived, they sat around the campfire.Tr: Serkan, Aylin ve Emre ile birlikte şarkılar söylediler, gülüp eğlendiler.En: Together with Aylin and Emre, they sang songs, laughed, and had fun.Tr: Yeni yıl için birbirlerine söz verdiler: her zaman yan yana, birbirlerine destek olacaklardı.En: They promised each other for the new year: to always stand by each other and support one another.Tr: Serkan, o soğuk kış gecesinin ortasında, yıldızların ışıltısı altında kendini artık daha ait ve değerli hissediyordu.En: In the midst of that cold winter night, under the glow of the stars, Serkan felt more belonging and valued.Tr: Bu, onun için yeni bir başlangıçtı, dostluğun ve dürüstlüğün erdemlerini keşfettiği bir yılbaşıydı.En: This was a new beginning for him, a New Year's where he discovered the virtues of friendship and honesty.Tr: Kapadokya'nın büyülü atmosferinde, yalnızlığın yerini sevgi ve dayanışma almıştı.En: In the magical atmosphere of...
続きを読む
一部表示