『1000 Balloons and a New Year: A Cappadocia Love Tale』のカバーアート

1000 Balloons and a New Year: A Cappadocia Love Tale

1000 Balloons and a New Year: A Cappadocia Love Tale

無料で聴く

ポッドキャストの詳細を見る

このコンテンツについて

Fluent Fiction - Turkish: 1000 Balloons and a New Year: A Cappadocia Love Tale Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-12-29-08-38-20-tr Story Transcript:Tr: Kışın beyaz örtüsü altında kalan Kapadokya, yeni yıl öncesinde sihirli bir masal diyarına dönüşmüş gibiydi.En: Under the white blanket of winter, Kapadokya seemed to have transformed into a magical fairyland just before the new year.Tr: Karla kaplı peri bacaları arasında rengarenk balonlar gökyüzünde süzülüyordu.En: Among the snow-covered fairy chimneys, colorful balloons were gliding through the sky.Tr: Hava soğuk ama heyecan ve umutla doluydu; yeni yıl kutlamalarına hazırlanan insanlar her yerdelerdi.En: The air was cold but filled with excitement and hope; people preparing for the new year celebrations were everywhere.Tr: Emir, Kapadokya’nın büyüleyici manzarası karşısında neredeyse nefesini tuttu.En: Emir almost held his breath in front of the enchanting scenery of Kapadokya.Tr: Bugün, Leyla ile ilk kez yüz yüze gelecekti.En: Today, he would meet Leyla face to face for the first time.Tr: Aylarca çevrimiçi sohbet ettikten sonra, birbirlerini gerçek hayatta tanımak için bu muhteşem coğrafyayı seçmişlerdi.En: After months of online chatting, they had chosen this magnificent geography to get to know each other in real life.Tr: Gözlerini bembeyaz vadilerden alarak, kendisini sıcak tutacak kalın atkısını biraz daha sıktı.En: Taking his eyes off the snow-white valleys, he tightened his thick scarf a bit more to keep warm.Tr: Leyla, enerjik ve canlı bir kadındı.En: Leyla was an energetic and lively woman.Tr: O, bugün için renkli, el yapımı bir beresi ile soğuk havaya meydan okuyordu.En: She was defying the cold today with a colorful, handmade beanie.Tr: Yeni yıla nefes kesici balonların arasında merhaba demek fikri, içindeki çocuğu harekete geçirmişti.En: The idea of welcoming the new year among breathtaking balloons had stirred the child within her.Tr: Kalbi deli gibi çarpıyordu; hem Emir'i görmek hem de bu yeni maceranın bir parçası olmak heyecan vericiydi.En: Her heart was pounding wildly; it was exciting both to see Emir and to be part of this new adventure.Tr: Kendisini, olduğu gibi göstereceğine dair bir karar almıştı.En: She had made a decision to show herself as she really was.Tr: Belki de şimdiye kadar hissettiği o samimiyetin ötesine geçmek mümkündü.En: Perhaps it was possible to go beyond the sincerity she had felt up to now.Tr: Nihayet buluştular.En: They finally met.Tr: İlk anda biraz utangaçlık vardı ama sohbet derinleştikçe, aylardır kurdukları dostluğun doğallığı yüz yüze de kendini gösterdi.En: At first, there was a bit of shyness, but as the conversation deepened, the naturalness of the friendship they had built over the months revealed itself in person.Tr: Emir, Leyla’nın enerjisine kapıldı ve onun planlarına gönüllü olarak eşlik etti.En: Emir was drawn to Leyla's energy and willingly accompanied her plans.Tr: İlk durak, hayalini kurdukları balon turuydu.En: The first stop was the balloon tour they had dreamed of.Tr: Balon, yavaşça yerden yükselmeye başladığında Kapadokya’nın kış güzelliği onları çevrelemeye başladı.En: As the balloon began to slowly rise from the ground, the winter beauty of Kapadokya started to surround them.Tr: Aşağıdaki beyaz manzara alabildiğine genişti ve bu an tüm yükleri hafifletecek gibiydi.En: The white landscape below was vast, and this moment seemed to lighten all burdens.Tr: Emir, Leyla'ya döndü ve “Yeni yıldan ne diliyorsun?” diye sordu.En: Emir turned to Leyla and asked, “What do you wish for in the new year?”Tr: Leyla, gözlerini karla kaplı manzaradan ayırmadan, “Kalbimi açabileceğim birini bulmak,En: Without taking her eyes off the snow-covered scenery, Leyla said, “To find someone with whom I can open my heart.”Tr: Emir, yavaşça yaklaşarak, “Belki de çoktan bulmuşsundur,” diye cevap verdi.En: Emir approached slowly and responded, “Maybe you've already found them.”Tr: Leyla, başını çevirip gülümsedi.En: Leyla turned her head and smiled.Tr: O anda, bulutların arasında bir yerde kaybolmuşlardı sanki.En: At that moment, it was as if they had disappeared somewhere among the clouds.Tr: Beklentiler, arzular bir balon sepetine sığamayacak kadar büyüktü.En: Expectations and desires were too big to fit in a balloon basket.Tr: Gece, balonun üstünde gelirken, aşağıda havai fişekler aydınlandı.En: As night fell over the balloon, fireworks illuminated the sky below.Tr: Gökyüzü rengarenk parıldıyordu.En: The sky was shimmering with colors.Tr: Emir ve Leyla bu şölene tanıklık ettikçe, aralarındaki bağ daha da güçlendi.En: As Emir and Leyla witnessed this spectacle, the bond between them grew stronger.Tr: Yepyeni bir yıl, onlara taptaze umutlar ...
まだレビューはありません