『When Magic Meets Mishap in the Lively Kapalıçarşı』のカバーアート

When Magic Meets Mishap in the Lively Kapalıçarşı

When Magic Meets Mishap in the Lively Kapalıçarşı

無料で聴く

ポッドキャストの詳細を見る

このコンテンツについて

Fluent Fiction - Turkish: When Magic Meets Mishap in the Lively Kapalıçarşı Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-12-02-08-38-20-tr Story Transcript:Tr: Kapalıçarşı'nın kalabalık sokakları, kış soğuğuna rağmen cıvıl cıvıldı.En: The bustling streets of the Kapalıçarşı, lively despite the winter cold.Tr: Melik, çayının buharıyla ısınırken, vitrinde parlayan telefonu gösterdi.En: Melik, warming up with the steam of his tea, pointed to the phone shining in the display.Tr: Yanında Aylin, merakla sordu, "Bu telefonun neresi sihirli?"En: Next to him, Aylin curiously asked, "What's magical about this phone?"Tr: Melik gülümsedi, "Aylin, bu sıradan bir telefon değil.En: Melik smiled, "This is not an ordinary phone, Aylin.Tr: Sihrinin gücünü göstereceğim."En: I'll show you its magic."Tr: Emre, dükkânın köşesinden geçerken duydu bu sohbeti.En: As Emre passed by the corner of the store, he overheard their conversation.Tr: "Telefonla sihir mi yapacaksın?"En: "Are you going to do magic with a phone?"Tr: diye güldü.En: he laughed.Tr: "Burası Kapalıçarşı, burada her şeye şahit olabiliriz."En: "This is the Kapalıçarşı; we can witness anything here."Tr: Melik biraz ciddileşti.En: Melik became slightly serious.Tr: Telefonundaki uygulamaları açtı.En: He opened the applications on his phone.Tr: Parmaklarını telefonda gezdirirken, bir yandan da aklına sözde sihirli bir gösteri planı kuruyordu.En: As he ran his fingers across the phone, he was also planning a supposedly magical show.Tr: Ama beklenmedik bir şey olmuştu, telefonun şarjı hızla azalıyor, yanıp sönüyordu.En: But something unexpected had happened; the phone's battery was rapidly depleting and it was blinking on and off.Tr: "Birazdan ne olacağını göreceksiniz," dedi, aslında biraz da endişeyle.En: "You'll see what happens soon," he said, though with a bit of apprehension.Tr: Üçü birden bir köşeye çekildi, gürültülü ve hareketli bu pazarın farklı bir köşesinde toplanmışlardı.En: All three of them huddled in a corner, gathered in a different corner of this noisy and lively market.Tr: Melik bir dokunuşla telefonun ekranını açtı.En: With a touch, Melik unlocked the phone's screen.Tr: Aylin ve Emre, merakla izlemeye koyuldular.En: Aylin and Emre started watching with curiosity.Tr: Tam o anda, telefondaki bir alarm yanlışlıkla açıldı.En: At that moment, an alarm on the phone accidentally went off.Tr: Bütün çarşıya tiz bir ses yayıldı.En: A shrill sound spread throughout the market.Tr: Melik telefonuyla uğraşırken, telefonu düşürdü ve telefonun flaşı çaktı.En: While fumbling with the phone, Melik dropped it and the phone's flash went off.Tr: Birkaç dükkânın müşterileri bu sese ve ışığa doğru döndüler.En: Several store customers turned toward the sound and light.Tr: Bir karmaşa başlamıştı; insanlar, ne olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da yapılanın bir gösteri olduğunu sanıyordu.En: A commotion had begun; as people tried to understand what was happening, some thought it was a performance.Tr: Melik, panikle telefonu kapatmaya çalışırken, Aylin ve Emre gülerek onu izliyorlardı.En: As Melik frantically tried to turn off the phone, Aylin and Emre watched him, laughing.Tr: "Sihir telefonun pile ihtiyacı olduğunu unuttu," dedi Aylin dalga geçerek.En: "The magic forgot that the phone needed a battery," Aylin teased.Tr: Emre, Melik'in sırtını sıvazladı.En: Emre patted Melik on the back.Tr: "Bugünlük eğlencemizi yaşadık!"En: "We've had our fun for today!"Tr: Melik gülümsedi.En: Melik smiled.Tr: Telefonun sihirli olmadığını kabul etti ama bu karışıklığın herkese neşe getirdiğini fark etti.En: He accepted that the phone wasn't magical, but realized that this confusion brought joy to everyone.Tr: "Asıl sihir, anlık sürprizler ve yaşadığımız keyifli anlar," dedi, telefonunu cebine koyarken.En: "The real magic is in spontaneous surprises and the delightful moments we experience," he said, as he put the phone in his pocket.Tr: Çarşıda dolaşırken, kapalı ancak renkli tezgâhların arasında kahkahaların yankılanmasının sıcaklığını içlerinde hissettiler.En: As they wandered through the market, they felt the warmth of laughter echoing among the closed yet colorful stalls.Tr: O an, Melik, her anın kendi çapında sihirli olduğunu ve paylaşılan anların gerçekten unutulmaz olduğunu anladı.En: In that moment, Melik understood that every moment is magical in its own way, and shared moments are truly unforgettable.Tr: Bu karmaşa bile, onları daha da yakınlaştırmıştı.En: Even this chaos had brought them closer together. Vocabulary Words:bustling: kalabalıklively: cıvıl cıvılapprehension: endişecommotion: karmaşafumble: uğraşmakechoing: yankılanmakshrill: tizunexpected: beklenmedikoverheard: ...
まだレビューはありません